Latest Movie :

HÜR ADAM: BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ - YERLİ FİLM İZLE


YönEtmEn mehmet tanrısever
OYUnCULAR mürşit Ağa Bağ, 
tarık tanrısever, Engin Yüksel, 
Ahmet Yenilmez
YAPIM türkiye 2010
sÜRE 163 dk






Hangi taraftan bakılırsa bakılsın

tartışmalı ve ‘sakıncalı’ bir kişilik...

Cumhuriyetçi/laik cepheden görüntüsü 
tarikatçı, bağnaz, şeriatçı; Türk 
milliyetçiliğinin gözünde dışlanmış bir Kürt;
köktendinciler açısından fazlasıyla bilim yanlısı
hatta Batıcı; günümüzün Batı gözlüğüyle
bakıldığında ise ılımlı, makul, ilim irfan sahibi bir
Müslüman... 
Ölümünden 50 yıl sonra beyazperdeye taşınan
Said Nursi’nin hayatını ‘yeşil’ cepheden izliyoruz.
Genel olarak biyografik yapımlarda
başkahramanın adı tercih edilir. Yönetmen ve
senarist Mehmet Tanrısever ise “Hür Adam”
ismini tercih etmiş. Bu durum, Mustafa Akad’ın
“Çağrı”sına (The Message) öykünme gibi duruyor.
Hz. Muhammed’in ismini vermek yerine onun dinî
görevini ve amacını simgeleyen o isim gibi Said
Nursi filminin adı da kahramanının yaşam
hedefini ve yıllara yayılan hapis hayatını
sembolize ediyor. Filmde, ismen Nursi’nin
‘adam’lığı vurgulansa da onu peygamberleştirme
çabası (mucize yaratmışçasına ağaç tepesinde
gösterildiği sahneler mevcut) hayli belirgin. 
Mehmet Tanrısever söyleşilerinde “Hür
Adam”ın ilk versiyonunun çok daha uzun
olduğunu ama gösterim saatleri düşünülerek
bunun 160 dakikaya düşürüldüğünü söylemişti.
“Hür Adam”ın süresi iki açıdan da filmin en büyük
handikabı. Kısaltılmış hali bile dikkat dağıtacak
kadar uzun. Özellikle dinî filmlerde ‘ne kadar
uzun, o kadar iyi’ mantığından vazgeçilemiyor
nedense. 3 saate yakın “Kelebek” filmini
hatırlayın... İyi kötü konu bütünlüğü olan
“Kelebek”in aksine “Hür Adam”ın her haliyle
kesildiği belli olan, oradan oraya atlayan hikaye
örgüsü ‘kes, yapıştır’ hissiyatına mahkum ediyor
seyirciyi. Çocukluğuyla başlayan filmde şak diye
savaş yıllarına gidiyoruz örneğin. Ya da içeride
zehirlendikten sonra yine şak diye hapisten
çıktığını görüyoruz. Hayatını delik deşik
vermektense belli bir zamana, mesela sadece
Atatürk dönemine odaklanılsaymış... Böylece 
filmin en iddialı sahnesi (Said Nursi ile Atatürk’ün 
karşı karşıya geldiği sahne) de harcanıp gitmez,
amaçlanandan çok daha hızlı ve daha az hatayla
hedefine ulaşırmış. Burada o ‘hedef’in de altını 
çizmek gerekiyor. Atatürk filmin sadece bir 
sahnesinde görünüyor ama gıyabında söylenenler
yenilir yutulur cinsten değil! Kerameti kendinden
menkul, hangi makamda ne sıfatta bulundukları
belirsiz bir grup Türkiye’yi idare ediyor. Düşman
olarak gördükleri tek güç Said Nursi; Atatürk ya
da yöneticiler değil. O Nursi ki, Atatürk ‘dinin
kıyafet ve içkiyle ilgili hükümlerini biraz
hafifletelim’ dediğinde kapıyı çarpıp çıkan kişi...
Filme göre Atatürk, Batı’nın güdümünde bir
piyon... Osmanlı zamanında Ruslara karşı
savaşan Nursi’nin Kurtuluş Savaşı’nda neden yer
almadığının açıklaması da bu... Yani filme göre
Said Nursi, Atatürk’e karşı durma cesareti
göstermiş, dış mihraklara karşı düşünceleriyle
savaşmış, sadece dini değil milli bir kahraman... 
Said Nursi’nin yaşamı kadar ölümü ve sonrası
da çok tartışmalı... 60 darbesinden kısa bir süre
önce vefat eden Nursi’nin cenazesi, defnedildiği
Urfa’dan, darbecilerin kararıyla çıkarılmış ve
bilinmeyen bir yere nakledilmişti. Çilelerle dolu
hayatını anlatmaya çabalayan filmde bu olayın
zikredilmemesi bile çok büyük bir eksiklik.    
Mehmet Tanrısever için ise ayrı bir parantez
açmalı. “Minyeli Abdullah”ın yapımcısı olarak
tanınan Tanrısever, yönettiği ilk film “Sürgün”de
de bir nevi modern zaman Nursi’sinin hayatından
bir kesit anlatmıştı. Filmdeki mollanın isyan
olarak sarığını ve cüppesini kuşanması ile “Hür
Adam”da Said Nursi’nin ‘bu sarık bu kelle ile
birlikte çıkar” lafı, bir kesimin ‘kıyafet’ özlemini
haklı çıkarmaya çabalıyor. Tanrısever’in filmde
beyaz takım elbisesiyle kendine bir rol biçmesi ise
hayli ironik! Sinemasal tüm eksiklerine, ‘ham’ ve
sığ anlatımına rağmen “Hür Adam”, en azından
polemik yaratma amacına ulaşacak görünüyor.
Mürşit Ağa Bağ’ın performansı kadar Said Nursi’ye
benzerliği de dikkat çekici.
Elde böylesine zengin bir kaynak varken tam teşekküllü
biyografik bir yapımdan söz etmek mümkün değil. 
MÜJDE IŞIL      Çok Bilen adam
ThE MAn Who KnEW Too Much (1934)mujde.isil@superonline.com


sinemasal tüm
eksiklerine, ‘ham’ ve
sığ anlatımına
rağmen en azından 
polemik yaratma 
amacına ulaşacak gibi
görünüyor.  
Sosyal Medyada Paylaş :

Yorum Gönder

 
Support : Creating Website | Johny Template | Mas Template
Copyright © 2014. Film İzle Full Hd İzle - All Rights Reserved
Template Created by Creating Website Published by Mas Template
Proudly powered by Blogger